Borsa, halka açık şirketlerin hisse senetlerinin ya da tahvil-bono cinsinden borçlanma süreçlerinin ihraç edildiği ve ardından devamlı ikincil piyasadan işlem gören piyasalardır. Diğer yandan, vadeli kontratlar ve opsiyonlar sözleşmeleri gibi çeşitli ürünlerin finansal enstrümanlara ait işlemleri de borsalar üzerinden yapılır. İtalyanca “borsa” veya Fransızca “bourse” sözcüğünün karşılığı olan borsa, menkul kıymet pazarı anlamına gelir. Ayrıntılı açıklaması ile, hisse senedi benzeri menkul kıymetlerin arz ve talebinin karşılaştığı mekâna borsa denir. Fakat ülkemizde yaşayanlar için borsa denilince akla Borsa İstanbul gelir. 1986’dan 2013 yılına kadar İMKB yani İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ismiyle işlemlerin yapıldığı borsa, 2013 senesinde İAB yani, İstanbul Altın Borsası ile birleşerek Borsa İstanbul’u oluşturdu. Farklı varlık türleri ve ticaret yöntemlerine bağlı olarak borsa çeşitlere ayrılmıştır. Bunlar: Hisse senedi borsaları, türev borsalar, Emtia borsaları, tahvil ve bonolar, döviz borsaları, değerli madenlerin bulunduğu borsalar, menkul kıymetler borsaları, gayrimenkul borsaları ve kripto para borsaları şeklindedir.
Hisse senedi, kişilere ortaklık hakkı tanıyan bir menkul kıymet türüdür. Hisse senedi sahibi, sözkonusu şirketin ortağı konumundadır. Bundan dolayı, şirketin faaliyet karı varlıkları üzerinde sermayesi kadar hakkı vardır. Ancak bu hak, öncelik bakımından alacaklıların hakkından sonra sayılmaktadır. Hisse senedi sahiplerinin hakları ve şirkete olan yükümlülükleri çeşitli kanunlar ile düzenlenmiştir. Yatırımcılar bakımından şirketin hisse senetlerini halka arz etmiş olup olmadığı da önem arz eder. Çünkü, hisse senetlerini halka arz etmiş bir şirket hem Türk Ticaret Kanununun (T.T.K.) Sermaye Piyasası Kanunu (S.P.K.) ve kurulunun gözetimi altındadır. Hisse senetlerini halka arz etmemi bir şirket ise sadece T.T.K. hükümlerine tabidir. Hisse senedi sahibi kişiler, şirketin ortağı olmakta ve kardan pay almaktadırlar. Bu özellikleri ile hisse senetleri, sermaye payları üzerindeki tasarruf hakkım temsil eden belgelerdir. Hisse senetleri bir anonim şirketin sermayesinin birbirine eşit paylardan bir parçasını ifade eder. Ayrıca, ortaklık ve mülkiyet senedi olup şirketin sermayesinin birbirine eşit paylardan, sermayenin bir parçasını ifade eden bir menkul kıymettir. Bu belgeye sahip olanlar şirkette ortaklık hak ve sıfatı elde ederler. Bu nedenle şirketin karından pay alır, zarar olursa da bundan etkilenir.
Hisse senetlerinin sağlayacakları faydalar bilinmemekle birlikte, en yüksek karı sağlamak isteyen yatırımcılar, alternatif yatırım araçları ve hisse senetleri arasında değerlendirme yapabilirler. Bunun için çeşitli yöntemler oluşturulmuştur. Bütün değerleme yöntemlerinin temelinde piyasada uygun rasyo ve çarpanlar ile işlem gören menkul kıymetleri tespit etmek yatar. Hem yatırımcı hem de spekülatör açısından piyasada üstün gelir elde etmenin en önemli yolu, doğru tahminlerde bulunarak menkul kıymetleri tespit etmektir. Öte yandan, borsada aktif işlem yapan tasarruf sahiplerinin günlük spekülasyonlardan kar edebilmesi için şirketlerin ve son faaliyetlerinin de takip edilmesi gereklidir. Fakat, borsada genellikle kısa vadeli planlama değil, uzun vadeli gelişmeleri planlayarak ilerlenir. Bu nedenle şirketlerin ara bilançoları ve sektörel gelişme beklentileri takip edilmelidir.
Borsanın ve şirketlerin araştırılması tasarruf sahiplerinin hangi hisse senetlerine ne zaman yatırım yapacakları hususunun ilk adımdır. İkinci adım ise, kendilerine yardımcı olabilecek çeşitli yaklaşım biçimlerini ve değerleme yöntemler analiz edilmelidir. Hisse senetlerine yatırım yapmak isteyen tasarruf sahiplerinin hangi hisse senetlerine yatırım yapacakları konusunda çeşitli değerlendirme yöntemleri vardır.
Bu yöntemler şunlardır:
Bunlardan ilk üçü hisse senetlerini teker teker, portföy analizi ise aralarındaki etkileşimleri de dikkate alarak birden fazla hisse senedini bir arada analiz etmeye yarar.
Temel analiz yöntemi, hisse senedinin borsada aldığı veya alacağı değeri değil; hisse senedinin fiyatını belirleyen karlılık, likidite, finansal yapı, dağıtım kanalları, yönetim becerisi, rekabet, ekonomik tahminler gibi temel olguların ve bunların o hisse senedinin fıyatını nasıl etkilediğini analiz edilmesiyle yapılır. Bu yöntemi uygulayan kişi, bir hisse senedinin çekiciliğini hiçbir zaman piyasanın değişebilir standartlarıyla ölçmez. Ancak, kendisinin yatırım yapmaya değer gördüğü fiyatı belirleyebilir. Bununla birlikte, fiyatı piyasa değeriyle karşılaştırabilir. Farklı yatırımcıların ayın hisse senedi için farklı yatırım değerleri hesaplayabilecekleri de kaçınılmaz bir gerçektir. Bu analiz yönteminde, hesaplayabilecekleri de bir gerçektir. Temel analiz yönteminde, hisse senedinin değerlendirilmesi aşamasına gelmeden önce ekonomi, endüstri ve şirket analizlerinin yapılması gerekmektedir. Temel analiz, büyük ölçüde hisse senedi ve onu ihraç etmiş kuruluşla ilgili bilgileri doğrular. Bu bilgiler, kamuya açıklanan bilgilerden ve kamuya açıklanmamış bilgilerden maydana gelir. Bilgiler piyasaya geldikçe, tahminler revize edilir ve cari piyasa fiyatı ile karşılaştırılır.
Teknik analiz ise piyasadaki hisse senetleri fiyatlarının kendi içlerinde, önceden izlenebilecek bir eğilime sahip oldukları ile ilgilidir. Bir şirketin hisse senedinin geçmiş fiyat hareketlerini izleyen bir yatırımcı, bu fiyatların gelecekte ne yönde gelişeceği konusunda bilgilere ulaşabilir. Teknik analiz yapılırken dikkat edilecek hususlar şunlardır:
Bu hususlar, hisse senetlerinin geçmiş verileri dikkate alarak gelecekteki fiyatlan tahmin etmeye yöneliktir. Bu noktada hem piyasanın genel eğilimi, hem de tek tek hisse senetlerinin hareketleri tahmin edilebilir.
Endeks ya da borsa endeksi, genel pazar içerisinden belirli seçme özelliklerine göre, seçilen hisse senetleri, tahviller veya diğer finansal araçlar gibi bir grup varlığın gidişatını ölçmek için kullanılır. Örneğin, S&P 500 endeksi ABD borsalarında işlem gören 500 şirketin performansını izleyen, küresel düzeyde en çok tanınan ve takip edilen bir borsa endeksidir. Borsa endeksleri, modern borsaların en önemli parçasıdır. İlk endeks hesaplamaları, 19. yüzyılda yapılmıştır. 1884'te Charles Dow, The Wall Street Journal'da Dow Jones Sanayi Ortalaması indeksini ortaya atmıştır. Bunu 1896'da Dow Jones Transportation Average ve Dow Jones Utility Average gibi diğer endeksler takip etmiştir. 1970'li yıllarda bilgisayar teknolojisinin ilerlemesi, endeks hesaplamalarını daha kolay hale getirmiştir. Günümüzde ise, dünya çapında farklı varlıkların performansını yansıtmak amacıyla hem borsalar hem de bağımsız kurumlar tarafından hesaplanan ulusal ve uluslararası çok sayıda borsa endeksi vardır.
Yurt içinde Bist 100 Endeksi, şirketler arasından seçilen 100 paydan oluşur ve BIST 30 ve BIST 50 endekslerinde bulunan payları da içeren, Borsa İstanbul Pay Piyasası için temel endeksi oluşturur. Bunların haricinde uluslararası piyasalar tarafında ise en çok takip edilen endeksler şunlardır: