XELKT
485.60
2.72
XHARZ
86,042.71
1.82
XUTUM
10,711.56
1.08
XSGRT
50,029.15
-0.92
XUTEK
13,307.65
1.66
XHOLD
8,381.26
1.55
XU030
10,258.36
0.93
XULAS
34,337.35
-0.14
XUSIN
12,432.18
0.36
XBANK
12,640.30
2.78
XMADN
6,049.35
2.49
XU100
9,276.78
1.00
XBLSM
4,805.42
2.58
XU050
8,216.42
0.90
USDTRY
34.35
-0.13
EURTRY
36.63
-0.64
XAUUSD
2,620.68
-2.42
XAUTRY
89,999.18
-2.55

Yatırım Fonları ve Portföy Yönetimi

31 Ekim 2023, Salı
ALB Blog Yatırım Fonları ve Portföy Yönetimi

Yatırım, maddi veya kar, kazanç sağlamak adına önceden yapılan harcamadır. Yatırım tek seferde yapılacağı gibi, çeşitli zaman aralıklarında da yapılabilir. Benzer durum, yatırım getirisinin tahsil edilmesinde de söz konusudur. Sahip olunan paranın değerini kaybetmesi tehlikesinden korumak veya ödünç para ile yatırım yaptıktan sonra borcu faizi ile birlikte ödeyip kar etmek için de yapılır. Herhangi bir yerde değerlendirilen paranın yatırım olabilmesi için gerekli süreye karar verilmelidir. Bu durumda, paralarını örneğin bir gün için "kar edilmesi beklenen kıymette değerlendirenlerin" yatırım yapıp yapmadıkları sorusu akıllara gelir. Bugün tüketeceğinden daha çok paraya sahip olan herkes yatırımcı olabilir. Tüketeceğinden fazla paraya sahip olan kişiler ellerindeki tasarrufları bir süre fayda sağlayacak bir amaca yönelik kullanabilir. Bu kişiler tasarrufları belirli bir faiz karşılığında bankaya yatırabilirler ya da büyümekte olan bir şehrin yakınlarından arsa da alabilirler. Bu her iki tasarruf değerlendirme modeli de yatırıma örnektir. 

 

Yatırımcılar yaptıkları ya da yapmayı düşündükleri yatırım sonucu bir fiyat kazancı veya kar payı elde etmeye çalışır. Yatırım, gerçekte bir gelir veya sermayeye büyüme imkanı sağlayabilir. Yatırım yapmanın birçok yolu vardır. Tasarruf sahipleri yani fon arzedenler, tasarruflarının bir bölümünü veya tamamını menkul kıymet borsalarında değerlendirirler. Bu amaçla yatırımcılar, yatırım stratejilerini belirlerken yatırımlarından mümkün olan en yüksek getiriyi elde etmeye çalışır. Fakat, yatırımcıların elde etmeyi bekledikleri getiri oranı ile elde ettikleri getiri oranı arasında farklar oluşabilir. Beklenen getiri oranı, gelecekteki belirsizliklerden dolayı, garanti görülemeyebilir. Gelecek ile ilgili belirsizlikten kaynaklanan getiri oranlarının farklılık göstermesi olasılığı, yatırım riski olarak adlandırılır. Yatırım, ister bir kişi isterse bir kuruluş için yapılsın, en önemli ve ilk başta belirlenmesi gereken konu, potansiyel yatırım oranıdır. Yatırılacak varlık toplamı, yatırımın temelini oluşturur ve yatırımın her aşamasında alınacak kararlara etki yapar.

 

Yatırım Fonlarının Çeşitleri ve Avantajları

 

Yatırım fonları, halktan toplanan paraların karşılığında ortaklık payı, kamu/özel sektör borçlanma araçları, ters repo gibi sermaye piyasası araçlarından ve diğer kıymetlerden oluşan portföyleri yönetmektir. Her bir yatırımcı, fonun sahip olduğu portföyün bir kısmını temsil eden katılma payını satın alarak bu yatırıma katılır. Tasarruf sahipleri, şirketlerden, aracı kuruluşlardan veya menkul kıymet borsalarından ortaklık payı ve borçlanma araçları alarak yatırım yapabilirler. Fakat, menkul kıymetlere yatırım yapmak bilgi ve uzmanlık gerektiren bir uygulamadır. Öte yandan, bireysel birikimler genelde yeterli büyüklüğe ulaşamadıklarından, bunlarla oluşturulan portföylerde de gerekli risk dağılımları hesaplanmalıdır. Bu risk anapara açısından olabileceği gibi portföyün getirisi açısından da oldukça önemlidir. 

Yaygın olarak kullanılan fon çeşitleri şunlardır:


Hisse Senedi Fonları: Bu fon çeşidi ile yatırımcılar, bir şirketin hisselerine ortak olabilir. Fon, birbirinden farklı şirketin hisselerini içerebilir. Bu durumda, yatırımcılar hisse senetlerine çeşitlendirilmiş bir şekilde yatırım yapabilirler.
Tahvil ve Sabit Getirili Fonlar: Bu fon çeşidi ile devlet tahvilleri, şirket tahvilleri ve diğer sabit getirili menkul kıymetlere yatırım yapılabilir. Bu tür fonlar genellikle düşük risk grubunda yer alır. 
Karma Fonlar: Hem hisse senetleri hem de tahviller gibi farklı varlık türlerine yatırım yapan fonlardır. Böylece, yatırımcılar hem büyüme potansiyeli olan varlıklara hem de daha istikrarlı getirilere sahip varlıklara yatırım yapabilirler.
Emtia Fonları: Emtia olarak adlandırılan bu fonlar, fiziksel ürünlere yatırım yapar. Altın, gümüş, petrol gibi emtialar bu fonlara örnek olarak gösterilebilir.
Gayrimenkul Fonları: Adından da anlaşılabileceği gibi bu fonlar, gayrimenkul projelerine yatırım yapar. Konut, ticari veya endüstriyel gayrimenkuller buna örnektir. 
Bölgesel Fonlar: Belirli bir coğrafi bölgedeki varlıklara yatırım yapan bu fonlar, bir ülkenin veya bir kıtanın hisse senetleri ve tahvilleri olarak örneklendirilebilir.
Sektörel Fonlar: Teknoloji, sağlık, enerji gibi farklı sektörlerdeki şirket hisselerini içerir. Belirli bir sektördeki şirketlere yatırım yapar. 
Yabancı Hisse Senedi Fonları: Yatırımcılara farklı ülkelerin hisse senetlerine yatırım yapma olacağı sunar. Daha çok küresel çeşitlendirme için kullanılır.
Değişken Fonlar: Değişken dinamikler içeren fonlardır. 
Parasal Piyasa Fonları: Düşük riskli fonlardır ve kısa vadeli hazine bonolarını içerir.


Fon Performans Analizi ve Değerlendirme

 

Yatırım fonlarının performansının değerlendirilmesindeki temel amaç, yatırımcıların aldıkları riske karşı elde ettikleri getirinin değerlendirilmesi, yatırımın alternatifleriyle karşılaştırılması ve fon yöneticisinin başarısının ölçülmesidir. Bir yatırım fonunun performans değerlendirmesi, yatırım fonunun dönemler arası performanslarının karşılaştırılması veya aynı dönemde farklı yatırım fonlarının performanslarının karşılaştırılması ile yapılır. Hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar açısından, bu analiz ve değerlendirme çok önemlidir. Tüm yatırımcılar emek, zaman ve para harcayarak bir yatırım portföyü oluşturmaktan ziyade, profesyonelce yönetilen bir fondan pay aldıklarında maksimum seviyede getiri ve kar elde etmek ister. Fon performans analizi ve değerlendirme için kullanılan bazı teknikler şunlardır:


Sharpe Performans Ölçütü: Portföy performans ölçütü olarak bilinen, Willam F. Sharpe 1968 yılında ortaya atılan bu ölçüt ile pazar ile menkul kıymetler arasında doğrusal bir ilişkinin mevcudiyetini ve bu ilişkinin de basit doğrusal bir regresyon doğrusu ile ifade edilebileceğine işaret eder. Sharpe ölçütü piyasa portföyünün Sharpe ölçütü ile karşılaştırılması ile bulunur. Eğer portföy için hesaplanan Sharpe ölçütü piyasa portföyünden yüksekse, portföyün piyasaya kıyasla daha olumlu performans gösterdiği ortaya çıkar.
Treynor Performans Ölçütü: Yatırım fonları, çeşitlendirilebilmesi ve farklı risk gruplarına göre oluşturulabilmesinden ötürü sistematik olmayan riski hesaplayabilmek için kullanılır. Treynor ölçütünün yüksek değere sahip olması portföyün getirisinin yüksek performans getirebileceğine işaret eder. Bu yüzden hesaplanan endeksin, piyasanın endeks değerinden yüksek olması durumunda portföyün piyasanın üzerinde getiri sağlayabileceğini gösterir.
Jensen Performans Ölçütü: Michael C. Jensen endeks modelinde, risk dikkate alınarak nispi bir performans ölçüsü yerine mutlak bir performans ölçüsü ortaya atılır. Başka bir deyişle, portföy performansı için birçok standart ortaya çıkmıştır. Finansal Varlık Piyasa Doğrusunun üzerinde yer alan portföylerin performansı, altında yer alanlardan daha yüksek bir oranı temsil eder. 


Portföy Diversifikasyonu ve Risk Yönetimi

 

Yatırımcıların yatırım portföylerini geliştirip çeşitlendirmesini ve risk oranını düşürmeye yarayan stratejilere portföy diversifikasyonu ve risk yönetimi denir.  Yatırımcıların daha istikrarlı getiriler elde etmelerine yardımcı olan bu stratejiler yatırımcılar için oldukça önemlidir. Portföy diversifikasyonu, yatırımcının farklı varlık sınıfları, endüstriler veya bölgeler arasında çeşitlendirilmiş bir yatırım portföyü oluşturması anlamına gelir. Temel fikir, tüm yatırımın tek bir varlık veya sektöre yoğunlaşmasını sağlamaktadır. Böylece, yatırımcı riskini azaltabilir ve farklı varlık sınıfları ve endüstriler farklı şekillerde reaksiyonlar verebilir. Buna örnek olarak, hisse senetleri bazen yükselirken tahviller düşebilir veya tam tersi olabilir. Eğer portföyünüzde yalnızca hisse senetleri bulunuyorsa, tahvillerin düşüşü hisse senetlerinin düşüşünü telafi eder ve yatırımcı için pozitif bir sonuç elde edilir. 


Risk yönetimi ile yatırımcı alabileceği riski anlar, ölçer ve bu riski yönetmek için stratejiler geliştirebilir. Yatırım her zaman belirli bir derecede risk içerir, ancak bu riski anlamak ve kontrol etmek yatırımdan kar edilme oranını yükseltir. Diversifikasyon, risk yönetimi içinde yer alır. Eğer portföyünüzü çeşitlendirirseniz, tek bir varlığın veya sektörün kötü performansının tüm portföyü olumsuz etkileme oranını azaltırsınız. Öte yandan, yatırım hedeflerinize uygun risk düzeyini belirlemek ve stratejiler geliştirmek de risk yönetiminin bir parçasıdır. Diversifikasyon ve risk yönetimi, yatırımcıların aşırı odaklanmadan kaynaklanan riskleri en aza indirerek daha istikrarlı bir portföy hazırlamalarına olanak tanır. Fakat her iki kavram da her zaman tam anlamıyla riski ortadan kaldıramaz. Özellikle piyasaların ani dalgalanmalar yaşayabileceği dönemlerde, tüm varlık sınıfları veya endüstriler aynı yönde seyreder. Bundan dolayı, yatırım yapmadan önce temel analiz, piyasa araştırması ve profesyonel danışmanlık gibi adımlar da önem arz eder.
ALB Yatırım Hesabı 
Başvuru Formu
ALB Yatırım hesabı başvuru formu ile 
hemen hesabınızı açın.
TR Bayrak +90
Görüntülü Hesap Aç Görüntülü 
Hesap Aç