Altın fiyatlarında son günlerde dikkate değer gelişmeler yaşanıyor. En son 20 Eylül tarihinde 1947 doları gören ons altın, 28 Eylül işlemlerinde 1857 dolara kadar geriledi. Haftanın son işlem gününde de 1870 dolara yakın seviyelerde denge bulmaya çalıştı. Ons altındaki fiyatlamalar, ABD ekonomisindeki son durum ve FED politikaları ile yakından ilişkili. Dolara değer kazandıracak her türlü ABD verisi ve FED açıklaması, ons altın üzerinde baskı unsuru oluyor.
FED ve Dolar Cephesi
Bu çerçeveden bakılırsa;
-FED, 20 Eylül’deki son toplantısında her ne kadar politika faiz oranını sabit bıraksa da son çeyrekte 0,25 puanlık bir artış ihtimalini masada tuttu.
-Bununla birlikte FED; faizleri uzun süre yüzde 5 seviyesine yakın, yani yüksek kabul edilen seviyelerde tutabileceğinin sinyallerini verdi.
-Bu etkiyle ABD’de 2 yıllık tahvil faizleri %5,00 ve 10 yıllık tahvil faizleri %4,50’yi aşarak, 2007’den bu yana en yüksek seviyelerini gördü.
-ABD dolarının; Euro, Yen, Sterlin, Kanada Doları, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı karşısında değerini ölçen DXY de (dolar endeksi) 106 seviyesinin üzerini test ederek, son 10 ayın zirvesini gördü.
Bütün bu gelişmeler güçlü dolar kompozisyonuna işaret edince; ons altın da ters korelasyonla düşüşe geçti ve kritik bir destek bölgesi olan 1900-1885 dolar bandını aşağı kırdı.
ABD Verileri Ne Diyor?
Bundan sonraki süreci ise ABD verileri belirleyecek. Bu anlamda;
-Önümüzdeki cuma günü açıklanacak Eylül Ayı ABD Tarım Dışı İstihdam verisi takibimizde olacak. Ağustosta 187 bin yükseliş kaydeden Tarım Dışı İstihdamın, eylülde de 150 bin artması bekleniyor. Beklenti üzerinde gelecek istihdam rakamları, altın fiyatlarındaki rahatsızlığı artırabilir.
-İstihdam verileri ile eş zamanlı olarak açıklanan Saatlik Ücretlerdeki artış oranı da önemli olacak. Ortalama Saatlik Ücretlerin yüzde 0,3 artması bekleniyor. Beklenti ve üzerinde gelecek sonuçlar “yüksek kazanç-yüksek tüketim-yüksek enflasyon-daha sıkı FED” denklemini destekleyeceği için, bu seçenek de altın fiyatları için iyi bir gelişme olarak algılanmayabilir.
-Temel tarafta bir de enflasyon var. ABD’de TÜFE, ağustos ayında yüzde 3,7 artarak, yüzde 3,6 olan beklentinin hafif de olsa üzerinde gerçekleşmişti. Böylece haziranda yüzde 3 seviyesinden başlayan TÜFE’deki yükseliş, sonraki üçüncü ayda da devam etmişti. FED’i rahatsız eden ve sıkı duruşunu destekleyen en önemli verilerden birisi bu oldu.
-Eylül ayında dair TÜFE verisinin 12 Ekim’de açıklanması bekleniyor. Yükselen petrol fiyatları ve alım gücü artan tüketicilerin harcamalarının artma eğilimi; TÜFE beklentilerini de şekillendiriyor. Burada yüzde 3,7 ve üzerinde gelecek TÜFE, altın tarafından sevilmeyebilir.
Son gerilemeye bakılacak olunursa; kısa vadeli negatif beklentilerin, altın fiyatlarına dahil olmaya başladığı görülüyor. Ons altın 1885 dolar altında “günlük” ve “haftalık” olarak bir kalıcılık gösterirse, teknik olarak 1810 dolara kadar varabilecek geri çekilmeler de gündeme gelebilir. Ancak muhtemel tepki yükselişlerinin 1885 dolar ve üzerinde konumlanması pozitif sinyaller verebilir.
Orta-Uzun Vade Beklentileri
Altında orta-uzun vade için ise bazı noktalara değinmek gerekiyor. 2023 yılının son çeyreğine girerken küresel ekonomide aşağı yönlü riskler canlılığını koruyor. Yani sıkı para politikaları son dönemlerini yaşıyor olabilir. 2024 yılında FED’in de faiz indirimlerine başlaması bekleniyor. Diğer yandan Merkez Bankaları da Çin öncülüğünde altın rezervlerini artırmaya devam ediyor. Bütün bu verileri değerlendirdiğimizde; altın fiyatları için kısa vadede “olumsuz” görülen eğilimin, orta-uzun vadede “daha pozitif” bir alana yönelebileceği görülebilir. Mevcut şartlarda ons altın için 1857-1810 dolar bölgesi; önemli bir savunma ve destek alanı olarak öne çıkabilir.
Gram Altında Durum
Geçen hafta dolar/TL’nin 27,50’yi test etmesinin de etkisiyle, gram altın tarafındaki gerilemeler ons kadar olmadı. Gram, 1630’u gördükten sonra 1650 seviyelerine yakın yerlerde dengelenmeye çalıştı. ‘Gram’ cinsinden altın yatırımı daha korunaklı olmaya devam ediyor. Gram altında temmuz ayından itibaren de (24 Ağustos’taki TCMB faiz kararı hariç) 1600 TL üzerinde konumlanma dikkat çekiyor. Bu anlamda 1630-1600 bölgesi de gram tarafında önemli bir destek olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak fiyatlamaların bulunduğu seviyeler ve gelecek dönem beklentilerine bakacak olursak; altında yaşanan geri çekilmeler, “mevcut şartlarda” ve orta-uzun vade için fırsat olarak görülebilir.
