Jeopolitik endişelerle gerileyen BİST, diğer gelişen ülke borsalarına ve tarihsel ortalamalarına göre iskontolu hale geliyor. Önümüzdeki süreçte risk iştahının toparlanması borsaya alımları getirebilir.
Piyasaları ekim ayında jeopolitik risk unsurları ciddi anlamda etkilemeye başladı. BİST100 endeksi 3 Ekimde tarihî zirve olan 8562 seviyesini test etmişti. Son dönemde artan jeopolitik endişeler ve kredili pozisyonların kapatılmasının tetiklediği panik satışlar ile zirveden yaklaşık %13 civarında gerileme kaydedildi.
Jeopolitik risklerin artması; görünürde satışlar için kısa vadeli bir gerekçe. Ancak mayıs ayında 4400’den başlayan ve yüzde 95’e ulaşan ralli sonrasında kâr realizasyonu için bir bahane de oldu. Hisse senetlerinin 12 aylık hedeflerine yaklaşması ve potansiyel getirilerinin kısıtlanması, satış için rasyonel gerekçelerden birini oluşturdu.
Hisselerde potansiyel getiriler kısıtlanırken, 3 aya kadar mevduat faizinin yıllık %45’e ulaşması ve 12 ay sonraki TÜFE artış beklentisine yaklaşması, riskten kaçınma eğiliminde ve risksiz varlıkların öne çıkmasında etkili oldu. Diğer yandan Borsa İstanbul’da haziran ve temmuz aylarında görülen yabancı alımları ağustos itibariyle yerini satışlara bıraktı ve bu da Borsa’nın güç kaybetmesinde önemli sebeplerden biri oldu.
Borsada Fırsat Oluşuyor
Önümüzdeki süreçte ülke riski priminin normalleşmesi, KKM’den çıkış, dezenflasyon sürecinin tesisi, döviz rezervlerinde artış ve global risk iştahının toparlanması Borsaya tekrar yabancı alımlarını getirebilir. Ancak bunun zamana yayılması ve orta-uzun vadeli bir perspektifte gerçekleşmesi mümkün görünüyor. Diğer yandan içinde bulunduğumuz bilanço sezonu itibariyle şirketlerin operasyonel performansında ve kârlılık oranlarında artışa ek olarak gerileyen hisse fiyatları ile birlikte BİST100 cari F/K oranı 7.1 seviyesine geriledi. Tarihsel ortalaması ve diğer gelişen ülke hisse piyasalarına göre çarpan bazında Borsa İstanbul’un iskontosunun devam etmesi, endekste geri çekilmelerin tekrar pozisyon almak ya da ekleme yapmak için bir fırsat doğurması anlamına gelebilir. Bu bağlamda jeopolitik endişeler kaynaklı olarak görülen düşüşlerde 200 günlük ortalamanın da yaklaştığı 6500 seviyesi önemli bir alt sınır olarak takip edilebilir. Mevcut makro projeksiyonlar ve finansal değerlemeler çerçevesinde 12 aylık hedef fiyatlara göre bu yıl için maksimum endeks beklentimiz 9200 seviyesi... Ancak bilanço sezonunda artan şirket kârları ve 2024 hedef fiyat revizyonları ile birlikte BİST100 için ortalama endeks hedeflerinin 11.000-12.000 bandına doğru yükselebileceğini ve koşullar uygun olursa, uzun vadeli 12.000 seviyesinin önemli bir BİST 100 hedefi olacağını düşünüyoruz.
Alternatif yatırım araçlarında son dönemde faiz enstrümanları ve altın öne çıkıyor. 2024 yılında en azından ilk yarı boyunca enflasyonun yüksek seyretmesi ve hazirandan sonra düşüşe geçmesi, mevcut koşullarda en yüksek olasılık olarak görülüyor. Bu durum, mevduat faizlerinin de 2024 yılının ilk yarısı boyunca yüksek seyretmesine yol açabilir. Ve bu çerçevede mevduat, kısa vadeli bir alternatif olabilir.
Altın Her Zaman Portföylerde Olmalı
Diğer yandan küresel belirsizliklerin ve beklenmedik jeopolitik gelişmelerin güvenli liman alımlarını tetiklediği altın, her zaman portföylerde yer verilmesi gereken bir varlık olacaktır. 2024 3. Çeyrek itibarıyla, büyük merkez bankalarının faiz indirimine başlaması senaryosuna ek olarak, beklenmedik jeopolitik risk faktörlerinin, önümüzdeki süreçte altının ons fiyatında 2000 dolar üzerinde konumlanmayı gündeme getirebileceği kanaatindeyim. Onsta yükseliş potansiyeli Dolar/TL tarafında görülebilecek yükselişlerin etkisi, gram altın tarafında da yeni tarihî zirveleri gündeme getirebilir. Sonuç olarak altın fiyatlarında yaşanabilecek her gevşeme, orta-uzun vade için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
